FAKİR BABASI DOKTORLARIMIZ
Yakup Boncuk
-Hastalandığımızda, canımızı, kanımızı, hayatımızı teslim edip şifa aradığımız insanlardır doktorlar.
Zaman zaman ülkemizin değişik yörelerinde hasta veya hasta yakınlarının doktor ve sağlıkçılara karşı şiddet kullandıklarını görüyor,üzülüyoruz. Oysa her doktor Hipokrat yemini ederek mesleğini ve görevini en iyi şekilde yapmak için ant içmiştir. İnsanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan şifa arayan insanı iyileştirmek ilk gayesidir doktorların. Hele hele hiçbir doktor hastasının ölmesini istemez. Çünkü onların görevi insanı yaşatmaktır.
Bazı doktorlarımız var ki, kamuoyuna mal olmuş, halkın içinden biri olarak fakir fukaranın annesi, babası, abisi, ablası gibi olmuştur. Böyle doktorlara elbette hepimiz can kurban deriz değil mi?
Ama şunu da unutmayın ki, doktorlarda bizim gibi etten ve kemikten yaratılmış, damarlarında kan taşımakta olan canlılardır.
Tarsus’ta bizim çocukluk yıllarımızda ünlü olan, çok sevilip sayılan doktorlar vardı. Mesela Hayri Altay..
Mesela Hüsnü Erdem..
Bu iki doktorumuz da görev yaptıkları yerlerde olsun, Tarsus’ta olsun fakir fukaranın, garibanın babası olmuştur.
Geceleri evlerinden çağrıldıklarında da gelip hastalarını muayene edip ilaçlarını vermişlerdir. Muayenehanesine gelen hasta fakir ise, çoğu zaman para bile almamışlardır. Öyle ki ya elindeki ilaçlardan vermişler, yada ilaç parası yoksa hastanın ilacını bile almışlardır.
Bu nedenle bu iki doktorumuz bugün hak dünyasında olmalarına rağmen unutulmamışlar ve herkes tarafından saygıyla, özlemle, rahmetle anılmaktadırlar.
HİDAYET YILDIRIM VE HALUK BOZDOĞAN
Dünün Hayri Altay’ı, Hüsnü Erdem’i elbette unutulmaz. Bu iki güzide doktordan sonra bayrağı devralan başka doktorlar da var.
Mesela Dr. Hidayet Yıldırım, mesela Dr. Haluk Bozdoğan..
Tarsus’ta Kızılmurat mahallesinde 2708 sokakta bulunan muayenehanesinde fakir fukaranın,garip gurabanın şifa kaynağı olan Hidayet Yıldırım, gecenin bir yarısında aransa bile arabasına atlayıp hastasına şifa dağıtmak adına çalışmaktadır. Fakirden fukaradan para talep etmeden hizmet vermektedir. Yine Şu an belediye başkanı olan Dr. Haluk Bozdoğan da özellikle hafta sonlarında tatile gitmez, evinde dinlenmez, belediye içindeki sağlık tesislerinde fakiri fukarayı muayene eder, ilacını bile kendisi karşılar. Günümüzün bu iki güzide doktoru da yaptıkları fedakarlıklarla anılır ve iyilikleri elbette unutulmaz. Bozdoğan’ın bu çabası bile insan olarak herkesi mutlu etmektedir.
Bugünlerde bizi üzen konuya gelince..
10 gündür Kızılmurat mahallesinin fedakar doktoru Hidayet Yıldırım, çağımızın hastalığı nedeniyle hasta yatıyor. Tarsus’tan sonra Mersin Şehir hastanesinde tedavisine devam edilen ve bir ara yoğun bakıma alınan Hidayet Yıldırım’ın yokluğu hepimizi çok üzdü. Öyle ki gelip giden, telefon açan hastaları ve hasta yakınları, Hidayet Yıldırım’ın şifa bulması için her gün dua ettiler. Öyle ki hastalığı ağır geçen Hidayet beyin durumu hepimizi endişelendirdi, üzdü. Çok şükür ki dün oğlu Durmuş Yıldırım’ı aradığımızda Doktor Hidayet Yıldırım’ın yoğun bakımdan çıktığını öğrendik. Yüreğimize bir su serpildi adeta..
Bugünlerde serviste tedavisi devam eden, Hidayet Yıldırım’ın yemek yemeye, su içmeye başlaması bile onun yaşama döndüğünün en güzel kanıtı.
Hidayet Yıldırım doktorumuzun sağlığına kavuşması ve en kısa zamanda aramıza ve hastalarının hizmetine dönecek olması çok güzel..
Tekrar Doktor Hidayet Yıldırım’a geçmiş olsun derken, onun yaptığı iyiliklerin karşılığı olarak aldığı dualarla yaşama tutunduğunu bilmek bile çok önemli..
Unutmayın..
Yaşamak direnmektir. Umudunu kaybetmeden yaşama sarılmak ve sevdiklerinizin arasına yeniden dönmek ise umutların en güzelidir.